Mühendis, Tamam. Ama Neden Böyle?

Biz — sahadaki mühendisler. Ayakları üzerinde mühendisler. Hareket halindeki mühendisler. Biz sadece şöyle bir geçiyoruz.

Ama neden?

Ne zaman biri ne iş yaptığımı — ve daha da önemlisi, nasıl yaptığımı — öğrense, ilk gelen soru bu oluyor.

Yanlış anlamayın, bizim “normal bir hayatımız” yok. Çoğu zaman yok.

Şu an sizi tüm detaylara boğmayacağım — buradaysanız, umarım kalır ve bu dünyanın içine biraz daha girersiniz. Ama işin özü şu:

İş bizi nereye götürürse, orada çalışıyoruz. Bir yıl çöl. Sonraki yıl buz gibi kuzey.

Haftada altı gün, sabah 8’den akşam 7’ye kadar — ayda sadece iki Pazar tatil gibi insan üstü bir çaba gerektiren bir grafikte çalışıyoruz. (Abartmıyorum. Merkeze geçmeden önceki grafiğim buydu.)

Dünyanın küçük bir köşesinde— şanslıysakö bir köy veya kasaba gibi yerde yaşıyoruz. Şanslı değilsek? Hiçliğin ortasında.

Kuaför mü? Hayal bile edemezsiniz. O yüzden kendi saçınızı kesmeyi öğreniyorsunuz. (Spoiler: Sonu hiç iyi olmuyor.)

Lüks? Konfor? Rutin? Bizde pek yok. Ama bir mola geldi mi — cidden tadını çıkarıyoruz (tamam bazen de abartıyoruz).

 

Ve bu hayatı biri duyduğunda gelen soru hep aynı:“NEDEN?” “WHY?” “ПОЧЕМУ?”

Cevap?

Çünkü %70’imiz bu işi gerçekten seviyoruz.

Evet, bazıları biraz para biriktirmek için yapıyor — birkaç yıl dayanıp sonra daha kolay bir işe geçiyorlar. Ama kalanlar, bu çılgınlık içinde kariyer kuranlar? Mesele maaş değil. Hatta seyahat bile değil.

Biz işi seviyoruz.

 

Harekette olmayı seviyoruz. Kimsenin adını bile bilmediği yerlerde “yerel” olmayı seviyoruz. Sınırları zorlamayı, gerçek dünya problemlerini çözmeyi, bir anlamı olan şeyler inşa etmeyi seviyoruz. Uzmanlığımızı — ve onunla ortaya koyduğumuz koca yapıları — seviyoruz.

 

Yani işte buradan başlıyor. İlk yazı.

Eğer takipte kalırsanız, bizimle— şehirde, şantiyede, kaosun ortasında çalışan mühendislerle tanışacaksınız.

Ve eğer zaten oralarda bir yerde, endüstriyel bir sahada aynı kaosu yaşıyorsanız? Yalnız değilsiniz.

 

Ben Engineer in Town. Dünyama hoş geldiniz.

Previous
Previous

Resmî Olmayan Şantiyede Hayatta Kalma Rehberi – Cilt I: (Hafif Paranoyak) Profesyonel Gibi Hazırlanmak

Next
Next

Niyetle Başlamak: Yolculuk Başlıyor